07.08.2013 gecesi 23:45'te Söğütözü'nden İskenderun'a Ulusoy ile yolculuk başladı. Yolda birazcık daha erken ve fazla uyuyabileyim diye 21:00-23:00 arası içilen 4 bira beklenenin aksine, yolda tuvalet ihtiyacı olarak geri dönmedi. Koltuklar 2+2, Aksaray'da Kampüs dinlenme tesisleri, Adana otogar, otoyoldan Dörtyol'da çıkış, İskenderun'a kadar her yerde duraklama. Saat 8:00'de İskenderun totogardayız. Bilmediğim bir şey değil ama insan umuyor yine de değişmiştir diye. Sadece Aşti trafiği ve kalabalığı çekmemek adına (belki de biraz daha az çocuk ve daha kısık sesle konuşan insanlar) çekiyoruz işte Ulusoy'u da.Bilet fiyatları: 46 TL X 2 (GS Bonus İndirimi dahil)
İskenderun'da taksiyle eve gittikten sonra bizimkilerin hiç çıkmayın hadi yazlığa demeleriyle Arsuz tatilimiz başladı. Açıkçası sıcağından ve özellikle deniz sıcaklığından dolayı aşırı beklentisiz gittiğimiz bu tatilde Arsuz bizi şaşırttı. Perşembe sabahı kahvaltıdan sonra PTT evlerine yakın olan plaj oldukça tatmin etti bizi. Oldukça temiz,berrak denizi ve mükemmel incelikte kumu iyi hissettirdi.Deniz sıcaklığı girildiğinde tiksinmeyecek kadar serin diyebileceğimiz seviyedeydi.

Öğleden sonra ablamların gelmesiyle eve de bir uyuşukluk çöktü. Dinlenme ve uyuma ile geçti neredeyse tamamı. Akşam ise sitenin içindeki parkta 12:00'dan 3:00'a kadar bira eşliğinde sohbet ederken Arsuz'da hiç olmadık şey oldu. Serin oldu ve çok da az olsa üşüttü insanı. Devamında Ayrancı'da geldi, onla da Özge'ye Damla Sitesi 101 dersi verdik ama ders veren zevk alıyordu asıl olarak zaten.
O gece Özge ile sohbette aldığımız karar bu bayram tatilini yıllarca hatırlanacak hale getirdi. Babamın yıllardır istediği ama arkadaş bulamadığı tekne turu olmadıysa da 3 saatlik yüzme turuna en kötü 3 kişi gidelim dedik. Ertesi gün bizle birlikte 18 kişi katılıyordu bu tura. 1. kattaki komşular adamın ismini unuttum ama karısı tam bir şahsiyet Nuray Hanım ve 2 çocukları Mediha ve Emircan, Kemal-Sevgi-Başak, en son gördüğümde bacak kadar olan kuzeni şimdinin havalı üniversitelisi İlkan ve annesi, Bizden de Peder, Valide, Gülman, Burçin, Berke ve Ahmet-Saime.
İşte rüzgar-dalga bahanesiyle gitmesi gereken yere gitmeyip, Arsuz Hotel açıklarında demir atınca denize girmeler başladı. Bizim biralarımız var 5 dakika sonra gireriz diye beklerken yaşlı delikanlılar girmişti. Pederin 3 kulaç yüzdükten sonra suya sırtüstü yattığında suratında çocuksu bir mutluluk yakaladık Özge'yle beraber, biliyorum romantik ama sırf o an için bile değermiş tüm çabalar.
İskeleye yanaştırdığı asma platformu açıp atlamak için hizmetimize sununca yaklaşık 3,5-4 metreden atlama fırsatı da çıktı karşımıza. Normal balıklamada sıkıntı olmadı da 2 kez ters atladım ve özellikle birinde ters girdiğim için bacaklarım yandı, ilginçtir hayatımda ilk kez ters atlamaktan dolayı yandım ve baldırlarımda 2 yerde şerit halinde morluklar oluştu.Bu da yeni çıkmış: "Hiçbir mavi, Akdeniz'den güzel değildir." Arsuz Hotel. İyi Atatük dememiş bari.
Tekne turu dönüşü 2,3 kilo çupra+levreğe 30 tl, yarım kilo kalamara da 10 tl verdik. Ucuz memleket gözünü sevdiğim. Evde mangal keyfi ama bir kez daha kanıtlandı, 100 defa et, 25 defa tavuk, 1 kez balık. Balığa verdiğim değer bu kadar kimse kusura bakmasın.
O akşam müthiş baş ağrısı 3-4 saat felçetti beni. Gece 2:30 gibi eve giderken yine 3'er tane bira içmiştik.
Ertesi günün gecesinde dönüş yolculuğumuz vardı. Sabah 11 gibi havuza gittik. 40 defa anlatılan 20.000 tl'ye alınmış havuz temizleme robotu sayesinde havuz hiç de temiz değildi ama temizdi dedik.
Öğleninde Berke'nin kusmaları, Burçin'in uyuz hal hareketleri, akabinde İskenderun'a direkt hastaneye, çocuğa serumu dayamışlar zaten.
O öğleden sonra Valide ve Pederle, ana teması Berke'nin genel yetiştirilişi olan 3 saatlik falan konuşma yaptık. 30 yıldır çocuklarıyım, ikisinden de beni şaşırtacak şeyler duydum ki neredeyse 20 yıldır böyle şeyler duymamıştım. Bu konuya ciddiyetle yaklaşıp birşeyler yapmamız gerekiyor. Herşeyi panikle karşılama, aşırı heyecan, sürekli yüksek sesle konuşma ve bağırma dışında orjinal ve arıza bir aile olma yolunda emin adımlarla ilerliyoruz.

Devamında Nazire Hanım'ın elini öptük. Yolda babamın Karaağaç üzerinden arap aksanıyla dalga geçmeye çalıştığı 2 hikaye (Biri Şeyh [32 defa şıh şıh demiş olabilir] üzerine kumaş mı sarmış-ii kim sardı bunu buraya mı ne demiş - diğeri de Karaağaç'tan çıkma milletvekili mecliste pencereyi kapatır mısınız cereyan yapıyo demiş.)
Hikayeler zaten komik değil + Babamın arap aksanı taklidi komik değil = Totalde komik
Neyse, Nazire Hanım şaka maka 83 yaşında sanırım, çaktırmadan nene oluverdi. Üstüne ısrarlara dayanamayıp (hatta nasıl olsa dayanamayız diyerek hiç itiraz etmedik) AVM'den geçmiş doğumgünü hediyeleri. Girip çıkmamız 20dk. Koton'dan bana havalı gömlek (45tl) Özge'ye sarımsı elbise (90 tl). İyi alışveriş.
Son yapmamız gereken künefe yemek. Babamın bu konularda anlamadığım şekilde basite kaçması çok saçma geliyor. Takmış durumda olduğum Adana'ya gidince Hasan usta denen McDonalds kırması fastfoodçudan kebap yemeleri İskenderun'da da Kral Künefe tercihi. Israrımla Petek pastanesi. Petek pastanesini 4 kişi 4 koldan öv öv bitiremedik. Babam ezbere burada künefeye 10-12 lira verirsin ama değer muhabbeti yaptı. Sade Künefe=6 tl, Dondurmalı Künefe=7,5 tl. ahh bu ezberler...
Dönüşümüz 23.45 2+1 rahat koltuk express Has turizm. 2+1 olayını sanayide yaptırmışlar gibi. ama yine de fena değil. fiyat:55 TL. İşte Ulusoy'dan farkı saat 7:00'da Ankara'dayız. 07:10'da evde.
Öğlene kadar uyanamadık. Akşamın etkinliği de belliydi zaten. Süper Kupa maçı. Erçin de gelince ve Özge de izleyince zevkli oldu. Özge'nin amacı 34. dakikada Her yer Taksi, Her yer Direniş diye bağıralacak mı merakıydı. Olmaz dedik, olsa bile azıcık olur, ses gelmez dedik, nitekim öyle de oldu. Garibim maç bitince bağırırlar belki falan dedi. Romantiklik böyle birşey de karşısında da iç anadolu insanının genel profili var işte.
Maç hakkında konuşmayayım. GS daha iyi olmasına rağmen yavan bir maçtı. Sezon başında derbi fikri cezbetmiyor beni. Süper Kupa maçını Ocağa alsınlar, takımlar tam üst düzeydeyken 1 aylık araya girmeden önce kapışsınlar işte tam güç.
Olsun Drogba yine de iyi koydu.
Öğlene kadar uyanamadık. Akşamın etkinliği de belliydi zaten. Süper Kupa maçı. Erçin de gelince ve Özge de izleyince zevkli oldu. Özge'nin amacı 34. dakikada Her yer Taksi, Her yer Direniş diye bağıralacak mı merakıydı. Olmaz dedik, olsa bile azıcık olur, ses gelmez dedik, nitekim öyle de oldu. Garibim maç bitince bağırırlar belki falan dedi. Romantiklik böyle birşey de karşısında da iç anadolu insanının genel profili var işte.
Maç hakkında konuşmayayım. GS daha iyi olmasına rağmen yavan bir maçtı. Sezon başında derbi fikri cezbetmiyor beni. Süper Kupa maçını Ocağa alsınlar, takımlar tam üst düzeydeyken 1 aylık araya girmeden önce kapışsınlar işte tam güç.
Olsun Drogba yine de iyi koydu.